Mekke’de TVNET’in konuğu olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hac kuralarından kontenjanlara, Arafat hazırlıklarından Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke Hastanesi’ne kadar çeşitli konularda açıklamalarda bulundu.
Haccın büyük bir organizasyon olduğunu belirten Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının 4 bin 150 personelle hacı adaylarına hizmet verdiğini söyledi.
"Yeni hacca yazılmış bir kişi kurada çıktı"
Hac kurası ve kontenjanlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Erbaş, şunları söyledi:
"Bu sene kuraya girmiş ve kuradan çıkmış olan 84 bin 942 hacı adayımızı buraya getirdik. Bunun yüzde 60’ı Diyanet İşleri Başkanlığıyla yüzde 40’ı da acenteler ile geliyor. Bizim kurada kendimize has bir uygulamamız var. Buna katsayılı kura sistemi diyoruz. 2023 yılında müracaat etmiş olanlar bir kere kuraya giriyor. Ondan bir sene önce yani iki sene önce kuraya girmiş olanlar 4 kere yani kendisiyle çarpıyoruz. 3 sene önce yazılmış olanlar 9 kere kuraya giriyor. 10 sene önce yazılmış olan 100 kere kuraya giriyor. 15 sene önce yazılmış olanlardan neredeyse 30 bin kişiye çıkmış olmasına rağmen çıkmayanlar da var. İşte 1 sene önce yazılmış ya da yeni yazılmış olanlardan bu sene yanılmıyorsam sadece bir kişiye çıktı. Yani bizim katsayılı sistemimiz aslında çok adaletli bir sistem."
"Bizim hac organizasyonumuz tam teşekküllü"
Başkan Erbaş, bir sonraki yılın hac hazırlıklarının bir önceki yıldan başlattıklarına dikkati çekerek, “Şu anda bizim burada yaptığımız çalışmaların bir kısmı 2025 yılında daha iyi hac yapabilmemiz için vatandaşlarımıza daha nitelikli hac organizasyonu yapabilmemiz için neler yapabiliriz, şu ana kadar ki eksikliklerimiz nelerdir, Onları önümüzdeki yıl yapmayalım tarzında bir çalışmayla başlıyoruz. Yani bizim organizasyonumuz tam teşekküllü her şey düşünülmüş, hiçbir şey ihmal edilmemiş. Mümkün olduğunca buna dikkat etmeye çalışıyoruz.” dedi.
Diyanetin hac organizasyonunda ödüller aldığına işaret eden Başkan Erbaş, geçtiğimiz yıl hacılarına en fazla hizmet çeşitliliği sunan ve bu sene de hacca en iyi hazırlanan organizasyon ödülünü aldıklarını belirtti.
"Çölyak hastalarımızın duasını alıyoruz"
Başkanlığın bu yıl çölyak hastalarına özel başlattığı yemek hizmetine ilişkin Başkan Erbaş, “Öncelikle hacılarımızın sağlıkları çok önemli. Çölyak hastalarımız her türlü yemeği yiyemedikleri için özel aşçıları, özel mutfakları var onların, bunu oluşturduk ve onların yiyebileceği türden yemekler yapıyorlar. Bulundukları otellere kadar taşıyoruz ve kendilerine ikram ediyoruz. Elhamdülillah onların da dualarını alıyoruz.” ifadelerini kullandı.
"Vatandaşlarımız çocuklarıyla hacca gelebilirler"
Başkan Erbaş, çocukla hacca gelen aileler için de özel bir proje başlattıklarını duyurarak, şöyle konuştu:
“Vatandaşlarımızın birisi İstanbul’dan gelmiş, öbürü Van’dan gelmiş, diğeri Ordu’dan gelmiş. Sakarya’dan gelmiş onları bir kafile yapıyoruz, burada birleştiriyoruz. O çocuklar kendi aralarında arkadaşlıklar kuruyorlar. Hayatlarında unutamayacakları günleri yaşıyorlar ve ömürlerinin sonuna kadar zihinlerinde, kalplerinde iz bırakacak güzel anlar yaşıyorlar, Kabe’yi görüyorlar, tavafa şahit oluyorlar, burada hacıların yapmış oldukları ibadetlere şahitlik yapıyorlar, hacı arkadaşı oluyorlar. Yani 6-7 yaşında zaten 10-12 yaş arası çocuklarımızı biz bir araya getiriyoruz. Onlar temel dini bilgiler dersleri alıyorlar. Başlarında Kur’an kursu öğreticilerimiz, hoca hanımlar var. Oynayarak, resim yaparak buradaki günlerini bu şekilde değerlendiriyorlar. Hacca gelmek için kurası çıkan vatandaşlarımız, eğer küçük çocukları varsa onları Türkiye’de bırakacak yerleri yoksa çocuklarını alıp gelebilirler. Çocuklar kuraya dahil değil, anne babaları kuraya dahil.”
"Arafat’ta hizmetlerimizi daha kaliteli hale getirmeye çalışıyoruz"
Haccın çok büyük bir organizasyon olduğunu belirten Başkan Erbaş, “24 saat içerisinde 90 bin kişiyle biz Arafat’a çıkacağız ve ineceğiz Allah’ın izniyle. Her geçen yıl hacılarımızın daha da orada ibadetlerini daha iyi yapmalarına zemin hazırlıyoruz. Amaç Arafat’ta rahat etmek değil, orayı çok iyi değerlendirmek. Arafat, ömründe bir kere insanın vakfeye duracağı bir yer. Hacılarımız orada bulunduğu her dakikayı ibadetle geçirsin, dua ile geçirsin, sıkıntı yaşamasın. Onun için hizmetlerimizi mümkün olduğunca daha kaliteli hale getirmeye çalışıyoruz ki hacılarımız daha iyi ibadet etsinler.” şeklinde konuştu.
"Arafat’ta Gazzeliler için dua edelim"
Başkan Erbaş, Arafat’ta yapılan duaların mutlaka kabul olunduğunu dile getirerek, “O yüzden çok dua yapalım kendimiz için, çocuklarımız, gençlerimiz, ülkemiz, Müslümanlar, tüm insanlık için, insanlığın hidayeti ve kurtuluşu için dua yapalım. Gazze’de, Filistin’de masumlar, bebekler işgalciler tarafından katlediliyor, onlar için dua edelim. Orada evini, barkını, yurdunu, yuvasını korumak için mücadele kardeşlerimiz var, onların başarısı için dua edelim.” dedi.
"Zalim işgalcilerin yerle bir olması için güçlerimizi birleştirmemiz lazım"
Gazze’deki katliama da değinen Başkan Erbaş, şunları kaydetti:
"Gazze sözün bittiği yer. Biliyorsunuz yani söylenilmedik söz kalmadı ama bu şu anlama gelmiyor, artık konuşmayalım, susalım anlamına gelmiyor. Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle düzeltiniz. Eliyle düzeltmeye çalışanlar orada. Bizim şu an ne geliyor elimizden? Yardım göndermek, bilinçli olmak elimizden gelenler bu. Elinden bir şey gelmeyen diliyle o kötülüğü ortadan kaldırsın. Yani hadis-i şerif bize böyle bir vazife veriyor. Zulüm, katliam, soykırım bitinceye kadar sözümüzü söylemeye devam edeceğiz ve bitecek inşallah. Ben şunu buradan açıkça ifade etmek isterim. Zulüm kalınlaştıkça zalimlerin sonu yaklaşmış demektir. Kudüs, Gazze, Filistin işgal edileli yetmiş 76 yıl oldu. Zulüm artıyor. Bu seferki işgal 88 sene sürmeyecek inşallah. Bu da Müslümanların uyanışına, güçlenmesine, güçlerimizi birleştirmemize bağlı. Hangi Müslüman ülke olursa olsun herkes Kudüs’teki, Gazze’deki bu zulmün ortadan kaldırılması, işgalin son bulması, zalim işgalcilerin yerle bir olması ve mağlup olması için güçlerimizi birleştirmemiz, daha da güçlenmemiz lazım."
"Vahdete sahip olmamız lazım"
Başkan Erbaş, “Ülke olarak birlik, beraberlik içerisinde vahdete sahip olmamız lazım. Yani ülkemiz ne kadar çok güçlenirse, ne kadar birlik, beraberlik içerisinde olursa terör faaliyetlerine karşı daha büyük başarılar elde edebiliriz. Şanlı ordumuz, savunma sanayimiz ne kadar çok güçlenirse dünya mazlumlarının zulümden kurtulması o kadar daha hızlanır, mazlumların zulümden kurtulması çabuklaşır diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.